Çok eski bir zamanda, bir padişah büyük bir kayayı halkın en çok kullandığı ana yolun tamda ortasına koymuş. Yaptığı bu iş ile halkın tepkisini görmek istemiş. Taşı yolun ortasına koyduktan sonra kendisi de bir yerde saklanmış.

Sade halktan tutun da şehrin tüccarları, büyükleri ve zenginleri taşın yanından ilgisiz geçip gidiyorlardı. Üstelik birçoğu; ‘Bu nasıl düzensiz bir şehir! Bu şehrin sultanı nasıl da liyakatsiz bir kişiymiş böyle’ cümleleriyle şikâyet edip geçip gidiyorlarmış.

Çok eski bir zamanda, bir padişah büyük bir kayayı halkın en çok kullandığı ana yolun tamda ortasına koymuş. Yaptığı bu iş ile halkın tepkisini görmek istemiş. Taşı yolun ortasına koyduktan sonra kendisi de bir yerde saklanmış.

Sade halktan tutun da şehrin tüccarları, büyükleri ve zenginleri taşın yanından ilgisiz geçip gidiyorlardı. Üstelik birçoğu; ‘Bu nasıl düzensiz bir şehir! Bu şehrin sultanı nasıl da liyakatsiz bir kişiymiş böyle’ cümleleriyle şikâyet edip geçip gidiyorlarmış.


Çok eski bir zamanda, bir padişah büyük bir kayayı halkın en çok kullandığı ana yolun tamda ortasına koymuş. Yaptığı bu iş ile halkın tepkisini görmek istemiş. Taşı yolun ortasına koyduktan sonra kendisi de bir yerde saklanmış.

Sade halktan tutun da şehrin tüccarları, büyükleri ve zenginleri taşın yanından ilgisiz geçip gidiyorlardı. Üstelik birçoğu; ‘Bu nasıl düzensiz bir şehir! Bu şehrin sultanı nasıl da liyakatsiz bir kişiymiş böyle’ cümleleriyle şikâyet edip geçip gidiyorlarmış.

Bununla beraber hiç kimse, yolun ortasındaki taşı yerinden kaldırıp, yolun kenarına koymamış. Güneş batmaya yakın, sırtında sebze ve meyve yüklü köylü bir kişi taşından yanından geçerken biraz duraklamış ve yükünü yere indirerek taşa doğru ilerlemiş. Büyük bir zahmet çekerek, taşı yolun ortasından kaldırıp, yolun kenarına kadar götürmeyi başarmış.

Hayır sever köylü, taşı kaldırdığı yerde bir kesenin olduğunu fark etmiş. Keseyi alıp açar. Kesenin içinde altın sikkeler ve sikkelerin yanında da bir de not bulur. Notta şu yazılıdır: “Her engel ve mani, insan hayatının değişmesinde büyük bir fırsat olabilir.”1

1 Muhammed Gulami, Dastanhay-i Hikmetamuz, s.95