
Resulullah (s.a.a.), insanların sorularını cevaplandırmak için sabah namazından sonra mescitte oturuyordu. Günlerden bir gün, iki kişi Nebi’nin (s.a.a.) huzuruna soru sormak için geldiler. Nebi (s.a.a.) ilkine yönelerek şöyle buyurdu: “Gerçi sen ne kadar önce huzuruma girdiysen de sen kerem ve isâr ehlisin. İlk olarak kardeşinin sorusunu cevaplandıracağım. Çünkü olunun seninkinden daha öncelikli, yerine getirilmesi gerekli olan bir durumu ve ameli bulunmaktadır.”
Ardından Allah Resulü (s.a.a.) onların ikisine birden yönelerek şöyle buyurdu: “Ben mi size durumunuzu bildireyim yoksa sizler mi söylemek istersiniz?”
Bunun üzerine ikisi birlikte: “Ey Allah’ın Resulü (s.a.a.) sen bize bildir.” dediler.
Bunun üzerine Resulullah (s.a.a.): “İlkiniz hac ile ilgili amelleri, ikinciniz ise abdest ile ilgili durumları sormak için gelmişsiniz.” buyurdular.
Ardından onların sorularını cevaplandırarak şöyle buyurdu:
“… Abdestin anlamına gelince; yüzün ve iki elin yıkanmasının, başı ve ayakları mesh etmenin ilahî sırları bulunmaktadır. Yüzün yıkanmasındaki sır; ‘Ey İlahi! Yüzümle işlediğim bütün günahlardan tertemiz olmak için yüzümü yıkıyorum. Ta ki Sana tertemiz bir yüz ile ibadet edeyim. Toprağa tertemiz bir alınla secde edeyim.’ demektir. Ellerin yıkanmasındaki sır: ‘Ey İlahi! Ellerimle işlediğim bütün günahlardan temizlenmek için ellerimi yıkıyorum.’ demektir. Başın mesh edilmesindeki sır: ‘Ey İlahi! Başındaki bütün günahlardan, tehlikelerden ve deliliklerden temizlenmek ve halas bulmak için başımı mesh ediyorum.’ demektir. Ayakları mesh etmedeki sır: ‘Ey İlahi! Ayaklarımla kendisini işlemek için yürüdüğüm her günahı temizlemek için mesh ediyorum.’ demektir. Allah’ı diliyle zikretmek isteyen kimsenin ağzını temizlemesi gerekmektedir. Tahir/temiz olmayan bir ağızla Allah’ın ismi şerifini dile almak yaraşır bir durum değildir. Bundan dolayı zikretmeden önce ağza su almak ile ağzı temizlemek gerekmektedir.”
Ayetullah Cevadi Amulî, İbadetlerin Sırları, s.15